10 Ocak 2022 Pazartesi

KÖPEK SAHİBİ İÇ DENETÇİLER İÇİN ARAÇ VE TEKNİKLER

 

Bu yazı, henüz iki aylık bir yavruyken ailemize katılan ve şu anda on altı aylık bir “genç” olan köpeğimiz ile birlikte öğrendiklerim hakkında. Burada yayımlanmasının nedeni ise, bir iç denetçi olarak sahip olduğum bilgilerin, bu süreçte sağladığı katkıları görmem ve faydalı olacağını düşündüğüm bilgileri paylaşmak istemem sanırım.

Köpekleri her zaman çok sever, bir hatta birkaç köpekle birlikte yaşamayı hayal ederdim. Mesleği denetim olan biri için gerçekleştirmesi güç bir hayaldi. Emeklilikte yapılacaklar listesinin en başına yerleştirmiştim. Ama hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Birdenbire hepimizin gündemine oturan pandemi ve beraberinde gelen kapanma, uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi tedbirler, yıllardır beklediğim fırsatı yarattı. (Risk, tehditlerle birlikte fırsatları da barındırıyor gerçekten!) Evde geçirdiğimiz bu süre, yavru bir köpeğe temel alışkanlıkları kazandırmak ve birbirimize alışmak için harika bir dönem oldu.

Bir köpek sahibi olma kararı verdiğimizde (eşim son ana kadar çekimserdi ama kızım ve ben kararlıydık), bizim de ilk aklımıza gelen “sahiplenmek” oldu. Ancak köpek bakımı konusundaki tecrübesizliğimiz nedeniyle cesaret edemedik. Alışkanlıkları oturmuş veya travma geçmişi olan bir köpekte davranış değişikliği sağlamak için gereken yetkinliğimiz yoktu (Evet iç denetçiler sadece yetkin oldukları konulardaki görevleri üstlenmeli!). Hem bizim hem köpeğin huzur ve mutluluğu için, evimize, yaşam ritmimize uygun bir seçim yapmalıydık. Bu nedenle hemen ön çalışmaya başladım. Köpek ırklarının antrenman ihtiyacı, beslenme ve barınma kaynağı yönetimi gibi pek çok özelliklerini de içerecek şekildeki araştırmalarım sonucunda bir karar verdik ve 30.11.2020 tarihinde “Joy” ailemize katıldı. Böylece saha çalışması aşamasına hızlı bir geçiş yaptık. Ve sonuçların bildirimi:

  • ·  İlk dört ay en zorlu dönemdi. Tuvalet alışkanlığı, beslenme alışkanlıkları ve temel kuralların yerleştiği bu dönemde, tüm aile bireylerinin sabırlı, kararlı ve hoşgörülü olması çok önemli. Tüm sevimliliği de üzerinde olduğu için istisna yapmak isteyenler olabiliyor. Bu da köpeğin kafasını karıştırıyor (Her zaman olduğu gibi kontrollerin tutarlı bir şekilde uygulanması gerekli).
  • ·   Aşı takvimi tamamlanmadığı için dışarıya çıkaramadığınız bu dönemde, antrenman ihtiyacını da evde karşılamanız gerekiyor. Enerji dolu bir bebeği oyalayabilmek için yaratıcılığınızı kullanmanız lazım. Yoksa kemirilmiş eşyalar, yenmiş çoraplar, terlikler, kablolar ile karşılaşmak olası. At getir, çekiştirme, sakla bul oyunları, tasma ve kayış alıştırmaları, kemirme çubukları çok işe yarıyor. Yine bebeklik döneminde, sorularınıza hemen yanıt alabileceğiniz, kolay ulaşılabilir bir veterineriniz olması hayat kurtarıyor.
  • ·         Aynı dönemde, riske açıklığı yüksek olduğu için yakın gözetime ihtiyaç duyuyor, evde yalnız bırakamıyorsunuz. Ama bir yandan da güvenli bağlanmayı öğrenmesi gerek. Bu nedenle evden çalıştığımız dönemde, 10-15 dakika gibi ile başlayıp, giderek uzatarak, “gitseler bile geri dönerler” duygusunu oluşturmayı başardık. Ayrılışımızı ve dönüşümüzü doğal bir süreç olarak algılaması için, vedalar ve kavuşmalar sırasındaki duygularımızı kontrol altında tuttuk (Ki bu oldukça güç, eve döndüğünüzde o kadar mutlu ve heyecanlı oluyor ki, buna kendi etrafında dönerek ettiği danslar ve çıkardığı teslimiyet sesleri de dahil !)
  • ·         Sonunda aşılar tamamlanıp dışarıya çıkmaya uygun hale geldiğinizde, yeni bir sayfa açılıyor. Yürüyüş yönetimi, yerden yemenin engellenmesi, sahipli diğer köpekler ve sokak köpekleri ile etkileşim, diğer insanlar ve çocuklar ile karşılaşma gibi pek çok yeni gündem ekleniyor yaşamınıza.
  • ·         Bu arada köpek eğitimi ile ilgili çok sayıda kitap, video, eğitim vs. mevcut. İnternet her zaman olduğu gibi temel başvuru kaynağı ama bilgiyi güvenilir kaynaktan almak için iyi araştırmak gerekiyor.
  • ·         Biz köpek beden dili ile ilgili bir başlangıç eğitimine katıldık. Çok faydasını gördük. Pek çok davranışı yanlış yorumluyormuşuz meğer. Sadece kendi köpeğimizin değil dışarda karşılaştığımız köpeklerin beden dillerini de algılamaya başladık.
  • ·         Benim temel başvuru kaynaklarım Köpek Koleji[1]  ve Kral Köpek Ailesi[2]  oldu bu süreçte. Kendilerinden çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Her öğrendiğimi uyguladığımı söyleyemem elbette, sezgilerimle hareket ettiğim zamanlar da oluyor ama genel çerçeveyi öğrendiğimi düşünüyorum.
  • ·    Nihai hedef “Sürü Lideri” veya “Yönetici Köpek” olmayı başarmak. Aksi halde bizim yarattığımız boşluğu köpeğimiz dolduruyor ve üstlenmemesi gereken sorumluluklar alıyor. Yönetici köpeğin, hareket başlatma ve hareket bitirme, sürüyü güvende ve dengede tutma, olayları olmadan önce engelleme becerisi şeklinde sıralanan özellikleri, iş hayatımızda aşina olduğumuz kavramlara çok benziyor, bu nedenle öğrenmekte pek zorlanmadım. Olayları olmadan önce engelleme becerisi örneğin, bizim çok iyi bildiğimiz “risk yönetimi” aslında. Eve gelen misafir, karşınıza çıkan bir kedi, parktaki bir tavuk kemiği, yağmurlu hava, sokak köpekleri vb. nedenlerle yaşanabilecek riskleri, uygun stratejiler ile yönetebilmek gerekiyor.
  • ·      İlk hevesle ben de yavru köpeğime çeşitli numaralar öğrettim, otur, yat, pati ver, bekle vs. gibi. Bu süreçte onun zeka gelişimine katkıda bulunduğumu filan sanıyordum. Öyle olmadığını öğrendiğim an bunların tamamını bıraktım tabi. Örneğin, köpekler kararsız kaldıklarında bir patilerini havaya kaldırıyorlar. Patisini her kaldırdığında ödül vererek, köpeğime kararsız kalmanın ödüllendirilmesi gereken bir durum olduğunu öğretmişim aslında. Şu anda “bekle” dışında kullandığım bir komut yok.
  • ·    Bir yürüyüş rotası oluşturmak çok önemli. Çünkü rota üzerinde bizi nelerin beklediğini büyük oranda biliyoruz, bu da günlük yürüyüşlerimizin daha güvenli olmasını sağlıyor. Yeni rotalar ve keşifleri hafta sonlarına bırakıp, hafta içi güvenli rotadan şaşmıyoruz.
  • ·  İlk zamanlar sokak köpekleri ile karşılaştığımızda çok korkuyor, hemen kucağıma alıp koşuyordum. Bunu asla yapmamalıymışız! Kucağıma alarak ikimizi de çaresiz hedefler haline getiriyormuşum. Şu anda hemen yan dönüyor ve köpeğimi arkama alıyorum. Aslında her durumda, değişkenle köpeğinizin arasına girmeniz gerekiyor, değişken başka bir köpek, araba, bisiklet, kedi veya çocuk olabilir farketmez.
  • ·  Yine her durumda sakin kalmak önemli, çünkü köpekler en çok ani hareketlere reaksiyon veriyorlar. Sokak köpeklerinin sahiplendikleri bir bölgeye yaklaşırken yan dönüp durmak, mekânın sahibi kafasını çevirdiğinde “onay verdiğinde” geçmek gibi kontrol önlemlerini zamanla öğrendim. Umarım hiç öylesi bir durumla karşılaşmayız ama en kötü senaryo durumunda yapılması gerekenleri de bilmek gerek. Bu durumda, bizden çok daha hızlı koştukları için, kayışı çözüp köpeğin kaçmasına fırsat vermek gerekiyormuş, rotayı takip ederek evlerini bulabiliyorlarmış. O nedenle yürüyüşe çıkarken bahçe kapısını açık bırakıyorum.
  • ·       Zaman içinde, “kayışsız dolaştırılan sahipli köpeklerin” yarattığı tehditlerin, sokak köpeklerinden daha büyük olduğunu gözlemledim. Sokak köpekleri, sadece beslenme ve barınma alanlarını sahipleniyor, o bölgeden sakin ve saygılı bir şekilde geçerek riski kontrol edebiliyorsunuz. Oysa kayışsız gezdirilen köpeklerin, ne zaman nerede karşınıza çıkacağını bilemiyorsunuz, bir de yönetici köpek rolünü üstlenmiş bir köpekse, sahibini korumak için çok agresif davranabiliyor. Sahiplerinin tepkileri de genellikle “Korkmayın bir şey yapmaz!” şeklinde oluyor maalesef. Çok ciddi birkaç tecrübemiz olunca, ilave bir kontrol önlemi aldım ve ultrasonik bir cihaz edindim. Yanımda olması, böyle bir durumda sakin kalabilmeme yardımcı oluyor.
  • ·   Özellikle küçük çocuklar, köpekleri çok seviyor, bu çok güzel ama dikkatli olmak gerekiyor. Çocukların heyecanı köpekleri de heyecanlandırıyor hatta korkutuyor. Bence ana sınıflarında, köpeklere nasıl yaklaşılması ya da yaklaşılmaması gerektiği öğretilmeli çocuklara. Ben elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum, koşmadan sakince yaklaş, önce elini uzat koklasın, başına dokunma, yavaşça gövdesine dokunabilirsin gibi.

Birlikte geçirdiğimiz on dört ayın sonuna geldiğimiz bu günlerde, sürümüz büyük ölçüde dengede ve çoğunlukla güvende. Risk yönetimi konusunda da fena değiliz. Hareket başlatma ve bitirme konusuna gelince, “Joy’un insanı olabilmek” için öğrenmeye devam ediyoruz diyelim J

29 Ocak 2019 Salı

BANA KATMA DEĞERİN RESMİNİ ÇİZEBİLİR MİSİN ?



Kamu İç Denetçileri Dünyanın Neresinde?
Üçüncü Bölüm
Mutluluğu resmetmeye ne tuval yeter ne boya. Şükür ki iç denetimin “katma değerini” resmetmek bu kadar zor değil. Kısaca ifade etmek gerekirse, iç denetimin değerini, kuruma olan faydası belirliyor. Faydasını ise, kuruma ve iç denetim birimine özgü nitelikler, iç denetim biriminin kuruma sunduğu hizmetler, iç denetimin kendi performansını nasıl ölçtüğü gibi birçok faktör etkiliyor.
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü’nün (IIA) “İç Denetimin Değerinin Ölçülmesi[1]” isimli Raporunda, iç denetimin değeri ile bu faktörler arasındaki ilişkilerin kavramsal çerçevesi aşağıdaki şekilde resmediliyor :


Kaynak: Measuring Internal Auditing’s Value Report III, syf.2
Raporda, iç denetim faaliyetinin “bağımsızlığı ve tarafsızlığı” katma değer sağlamanın ön koşulu olarak ifade ediliyor. Bu özelliklere sahip olan bir iç denetim faaliyetinin, kuruma değer katabilmesi için, “yönetişim, risk yönetimi ve kontrol” süreçlerini, “güvence ve danışmanlık” hizmetleri ile değerlendirmesi gerekiyor. İç denetim, önemli mali konuları, riskleri ve iç kontrolleri proaktif olarak incelemeli ve güvenilir bilgi sağlayarak “yönetişim” sürecinin ayrılmaz bir parçası olmalı. Ancak bir iç denetim faaliyetinin yönetişim sürecine değer katabilmesi için, önce faaliyetin kendisinin “Standartlara ve Etik Kurallara” uyması şart. Yönetişim sürecine değer katabilmenin bir diğer unsuru, iç denetim faaliyetinin “denetim komitesine veya eşdeğerine doğrudan erişiminin” sağlanması. Son olarak, etkili bir iç denetim faaliyeti için, iç denetim biriminin, kurum içinde “yeterli statüye sahip olması” ve organizasyon içinde “güvenilir” olarak algılanması gerekiyor. İç denetim faaliyetinin güvenilirliği ise, etik kuralların gerekliliklerin karşılanması ve aşılması ile mümkün olabiliyor (Jiin-Feng Chen, 2011, s. 6).
IIA’in 2006 Küresel İç Denetim Anketinde, iç denetçilerin “katma değer sağlama” konusuna ilişkin cevapları şu şekilde:
  • ·         Ankete katılan iç denetçilerin çoğu (%92), iç denetim faaliyetinin kurumlarına değer kattığını düşünüyor.
  • ·         İç denetçilerin tamamına yakını, bağımsızlık ve tarafsızlığı, iç denetim faaliyetinin değer katması için kilit faktörler olarak görüyor.
  • ·         Katılımcılar tarafından, iç denetim faaliyetinin değer katması için önemli görülen diğer faktörler:  

o   Denetim komitesine uygun erişime sahip olmak (Doğrudan erişim),
o   Rapordaki bir görüşünü yada bulgularını değiştirmesi için baskıya maruz kalmadan görev yapabilmek,
o   Tipik bir denetim görevinde kullanılandan daha fazla denetim aracı veya teknolojisi kullanmak.
  • ·         Ankete katılanların çoğu, iç denetim faaliyetlerinin “kontrollere” katkıda bulunduğunu düşünürken, risk yönetimi ve yönetişime aynı oranda katkıda bulunduğunu düşünmüyor. Şöyle ki; İç kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirdiklerini söyleyen iç denetçilerin oranı (%91.2), önemli finansal konulara ilişkin riskler ve kontrolleri değerlendirdiğini belirten iç denetçilerin oranı (%81.6) gibi oldukça yüksek oranlardayken, risk yönetimi süreçlerinin etkinliğini değerlendirdiklerini söyleyen iç denetçilerin oranı (%79), yönetişimin etkinliğini değerlendirdiklerini söyleyenlerin oranı ise %67.3 (küresel kamu %70.4).
  • ·         Kurumda etkili olmak için yeterli statüye sahip olduğunu ifade eden iç denetçilerin oranı %80.1 (küresel kamuda %74.3).
  • ·         İç denetim faaliyetinin performans ölçümü için en sık kullanılan göstergeler, denetim planı tamamlanma yüzdesi, önerilerin kabul edilme ve uygulanma yüzdesi, yönetim kurulu/denetim komitesi/üst yönetimden anketler vs. İle alınan geri bildirimler, denetlenen birimlerin geri bildirimleri ve dış denetçilerin iç denetim faaliyetine güvenmesi olarak öne çıkıyor.

Ülkemiz kamu iç denetçilerinin, bu konuya ilişkin değerlendirmelerine baktığımızda[2];
  • ·         Ankete katılan kamu iç denetçileri tarafından, iç denetimin katma değerini gösteren öncelikli unsurlar; Denetim raporlarındaki önerilerin hayata geçirilmesi(%48), denetim çıktılarının stratejik kararları etkilemesi (%22) ve mevzuata aykırılıkların tespiti (%18) olarak görülüyor (İDKK, 2018, s. 24).
  • ·         Bu doğrultuda iç denetçilerin çoğu (%69), denetim raporlarındaki önerilerin hayata geçirildiğini, dolayısıyla katma değer sağladığını düşünüyor. Diğer taraftan katma değerin diğer bir göstergesi olarak görülen, kurumun üst yönetiminin, karar alma süreçlerinde iç denetimin çıktılarından faydalandığını düşünenlerin oranı daha düşük bir oran (%43)  (İDKK, 2018, s. 17,21).
  • ·         İç denetçiler tarafından, üst yönetici desteği, faaliyetin etkinliği için kilit unsur olarak görülüyor. Kurumun üst yönetiminden destek gördüğünü düşünenlerin oranı ise %56. İç denetçilerin yaklaşık dörtte biri (%24), üst yönetim ile hiç toplantı yapmadıklarını belirtiyor (İDKK, 2018, s. 16,19,25).
  • ·         İç denetim faaliyetinin kuruma değer katması için, organizasyon içindeki yerinin belirlenmesi (teşkilat kanunları ile düzenlenmesi) gerektiğini düşünenlerin oranı çoğunlukta %88 (İDKK, 2018, s. 32).
  • ·         İç denetçilerin büyük çoğunluğu (%85) denetim raporlarını herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan hazırladığını söylüyor (İDKK, 2018, s. 30).
  • ·         İç denetçilerin sadece %52’si, kuruma sağladığı katma değeri anket vb. yollarla ölçtüğünü söylüyor ki bu oldukça düşük bir oran (İDKK, 2018, s. 30).
  • ·    İç denetçiler, gelecekte kurumlarına katma değer sağlayabilmek için öncelikle bilgi teknolojileri(%52), performans denetimi(%44), risk yönetimi(%37) ve veri analizi(%34) konularında eğitim almaları gerektiğini ifade ediyor (İDKK, 2018, s. 41).
  • ·         Küresel ankette olduğu gibi, ülkemiz kamu sektöründe de iç denetçiler, en çok iç kontrollere katkı sağladıklarını düşünüyor, en fazla katma değer sağlayan denetim türleri olarak sistem[3] ve uygunluk denetimleri sayılıyor. Risk yönetimi süreçlerinin kurulmasında veya geliştirilmesinde danışmanlık hizmeti veren iç denetçilerin oranı oldukça düşük (en fazla %26). Yine kurumun etik ortamının değerlendirilmesi ve geliştirilmesine ilişkin faaliyetler yürüten kamu iç denetçilerinin oranı %38 (İDKK, 2018, s. 26,27,29).

Ülkemiz kamu iç denetçilerinin risk yönetimi ve yönetişim süreçlerini değerlendirme oranı, küresel oranların gerisinde. Anket sonuçları, iç denetçilerin kurumların olgunluk düzeyine ve üst yönetim desteğine ilişkin algılarının, bu durumun nedenleri arasında olabileceğini düşündürüyor. Nitekim kamu iç denetçileri, kurumlarında iç kontrolün olgunluk düzeyinin yeterli olmadığını düşünüyor ve olgunluk düzeyi en düşük bileşen olarak da risk değerlendirme bileşenini görüyor. Yine büyük çoğunluk (%70), kurum genelinde risk yönetimine ilişkin yürütülen çalışmaları yeterli bulmuyor (İDKK, 2018, s. 26-29).
İç denetçilerin yönetişim süreçleri ve bu kapsamda etik konularını değerlendirilebilmesi için, üst yönetim tarafından destekleniyor olması ve üst yönetim ile doğrudan iletişiminin bulunması gerekiyor oysa ülkemiz kamu İç denetçilerinin %44’ü, üst yönetimin iç denetimi desteklemediğini düşünüyor (İDKK, 2018, s. 16).
Son söz; kurumların yönetim ortamı, iç denetim faaliyetinin performans düzeyini etkiler. Güçlü yönetişim, hesap verebilirlik ve kontrol çerçevelerine sahip olgun bir kurumda, iç denetim faaliyeti daha fazla desteklenir (Elizabeth MacRae, Diane van Gils, 2014, s. 15).

References

Elizabeth MacRae, Diane van Gils. (2014). Nine Elements Required for Internal Audit Effectiveness in the Public Sector. Altamonte Springs: The Institute of Internal Auditors Research Foundation (IIARF).
İDKK. (2018). Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu. Ankara: İDKK.
IIA. (2016). Uluslararası İç Denetim Standartları. Retrieved from https://na.theiia.org: https://na.theiia.org/translations/PublicDocuments/IPPF-Standards-2017-Turkish.pdf
Jiin-Feng Chen, W.-Y. L. (2011). Measuring Internal Auditing’s Value Report III. Altamonte Springs, Florida : The Institute of Internal Auditors Research Foundation (IIARF).





[1]
Jiin-Feng Chen, W.-Y. L. (2011). Measuring Internal Auditing’s Value Report III. Altamonte Springs, Florida : The Institute of Internal Auditors Research Foundation (IIARF).


[2] http://www.idkk.gov.tr/SiteDokumanlari/Manset/DBKonferans2018/ProjeSonucRaporu.pdf
[3] Sistem Denetimi: Denetlenen birimin faaliyetleri ile iç kontrol sisteminin; organizasyon yapısına katkı sağlayıcı bir yaklaşım ile analiz edilmesi, eksikliklerin tespit edilmesi, kalite ve uygunluğunun araştırılması, kaynakların ve uygulanan yöntemlerin yeterliliğinin ölçülmesi suretiyle değerlendirilmesidir.

15 Ocak 2019 Salı

İÇ DENETİM BİRİMİNİZ NE KADAR OLGUN VEYA NE KADAR OLGUN OLABİLİR?


(Kamu İç Denetçileri Dünyanın Neresinde?-Bölüm II)
IIA Araştırma Vakfı tarafından 2016 yılında yayınlanan “İç Denetim Olgunluğunun Kıyaslanması[1]” isimli Raporun konusunu “İç Denetim Biriminiz Ne Kadar Olgun veya Ne Kadar Olgun Olabilir? Soruları oluşturuyor. Rapor, IIA’in CBOK (Ortak Bilgi Tabanı) veri tabanındaki 2.500’den fazla iç denetim yöneticisinin (CAE) verdiği cevaplar ve dünyanın farklı bölgelerinden oluşturulan örneklem içerisinde yer alan CAE’ler ile gerçekleştirilen görüşmelere dayanarak oluşturulmuş.
İç denetim biriminin olgunluğunun değerlendirilmesi önemli, çünkü bu değerlendirme, beklenen kalite ve gerçekleşme arasındaki boşlukların ortaya konulmasını ve giderilmesine ilişkin stratejilerin geliştirilmesini kolaylaştırıyor. Raporda “iç denetim olgunluk kriterlerine” yer verilmiş. Bu kriterler ile hem daha olgun iç denetim birimlerinin geliştirilmesinde CAE'lere rehberlik etmek hem de ana paydaşların, iç denetim hizmetlerine duydukları güvenin artırılması amaçlanıyor. (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 4)
Bu amaçlar doğrultusunda belirlenen “iç denetim olgunluk kriterleri” aşağıdaki şekilde:
1.      Kurumun Stratejik Planıyla Uyum
2.      Risk Değerlendirmesi,
3.      İç Denetim Yetkinliği
4.      İç Denetim Planlaması
5.      Denetim Prosedürleri
6.      Teknoloji Kullanımı
7.      Kalite Güvence ve Geliştirme Programı
Rapor sadece kamu sektörüne ilişkin değil, çeşitli bölgelerden, çok çeşitli sektörleri kapsıyor. Dolayısıyla tüm iç denetçiler ve iç denetim yöneticileri tarafından, birimlerinin olgunluk düzeyini kıyaslamak için kullanılabilir. Ben bu yazıda, İDKK’nın 2017 yılı araştırma sonuçlarını[2], global sonuçlar ile karşılaştırarak, kamu iç denetiminin olgunluğuna ilişkin bir genel resim ortaya koymak istedim.
İşte sonuçlar :
1.    Kurumun Stratejik Planı ile Uyum
IIA tarafından belirlenen, iç denetim faaliyetinin olgunluğunu belirleyen unsurların ilki, iç denetim planının, kurumun stratejik planı ile uyumluluğu.
Bu uyum sağlandığında, iç denetim ile kurum arasında sinerji oluşturmak, yönetim ile yakın ilişki kurmak ve iş hedeflerini desteklemek daha kolay olabiliyor.  2015 yılı küresel araştırma sonuçlarına göre, iç denetim planının, kurumun stratejik planı ile uyumlu olduğunu düşünenlerin oranı küreselde  %55 (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 7). Bu oran ülkemiz kamu iç denetçileri arasında %68 (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 27).
2.    Risk Değerlendirmesi
CBOK, risk değerlendirmesi için “kapsamlı risk değerlendirmesi” ve “odaklanmış risk değerlendirmesi” şeklinde ikili bir sınıflandırma kullanıyor. Odaklanmış Risk Değerlendirmesi, çok çeşitli risklerin bir kerede değerlendirilmesini; Kapsamlı Risk Değerlendirmesi ise, çeşitli risklerin bütünsel olarak değerlendirilmesini ifade ediyor. Günümüzün karmaşık iş ortamı, risklerin geniş bir bakış açısı ile değerlendirilmesini gerektiriyor. Odaklanmış risk değerlendirmesi, yalnızca belirli risklere odaklanılmasına ve önemli risklerin kaçırılmasına yol açabiliyor. Ayrıca kapsamlı risk değerlendirmesi, daha proaktif ve ileriye dönük. Bu nedenle iç denetim birimlerinin kapsamlı risk değerlendirmesini benimsemeleri öneriliyor. Küresel Ankete yanıt veren CAE’lerin ortalama% 71’i, kapsamlı risk değerlendirmesi yöntemini kullandıklarını belirtiyor. (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 12,13)
Kamu İç Denetim Rehberi ve Kamu İç Denetim Yazılımı(İÇDEN) risk değerlendirmelerinin en az üç farklı risk faktörü kullanılarak kapsamlı şekilde değerlendirilmesini zorunlu kılıyor. Teoride böyle olmakla birlikte, İDKK Anketinde bu konuda bir soru olmaması nedeniyle uygulamaya ilişkin kıyaslama yapılamıyor.
3.    İç Denetçilerin Yetkinliği[3]
İç denetçilerin mesleki geçmişi, iç denetim biriminin olgunluk göstergelerinden biri kabul ediliyor. Kurumun faaliyet gösterdiği sektöre uygun, çeşitli alanlarda yetkinlikler barındıran iç denetçilere sahip olmak iç denetim birimi açısından önemli bir avantaj. Küreselde CAE’lerin ortalama % 53’ü, birimlerinin geleneksel denetim becerileri ve endüstri bilgisini eşit biçimde barındıran bir yetkinliğe sahip olduğunu[4] beyan ediyor. %34’ünde iç denetçiler geleneksel muhasebe ve denetim yetkinliğine sahip. Küresel araştırmasında, kamu sektöründe de oranlar, bu oranlara çok yakın (%53-35). İç denetim biriminin faaliyet süresi uzadıkça, yetkinliklerin eşit karışımına sahip olma oranı da artıyor  (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 16,17).
Ülkemiz kamu iç denetçileri, büyük oranda (%72) denetim odaklı mesleki deneyime (müfettiş, kontrolör, denetmen gibi) sahip. Uzman ve mühendis kökenli kamu iç denetçisi oranı (%20). (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 11) Bununla birlikte bu durum, %72’nin geleneksel denetim becerilerine, %20’nin alan deneyimine sahip olduğu şeklinde yorumlanamaz çünkü, İDKK araştırmasında, iç denetçilere yetkinlikleri değil, önceki meslekleri sorulmuş.  Bu nedenle denetim odaklı mesleki deneyime sahip olanlar aynı zamanda alan deneyimine sahip olabileceği gibi, uzman ve mühendis olmakla birlikte, kuruma özgü alan deneyimi olmayanlar da olabilir. Dolayısıyla mevcut durumda kamu iç denetçilerinin ağırlıklı olarak “denetim odaklı mesleki deneyime sahip olduklarını” belirtip, bir sonraki araştırmada, bu sorunun küresel ile daha sağlıklı karşılaştırmaya imkan verecek şekilde sorulmasını umut ederek, devam edelim.
4.    İç Denetim Planlaması (Risk Değerlendirmelerinin Güncellenme Sıklığı)
İş ortamlarının dinamizmi, kurumsal gelişmelere ayak uydurabilmek için, risk değerlendirmesinin periyodik olarak güncellenmesini gerektiriyor. Bu nedenle bu konu olgunluk göstergelerinden biri. 2015 yılı Araştırmasında küreselde iç denetim yöneticilerinin %59’u, periyodik resmi güncellemeler veya sürekli güncellemeler ile risk değerlendirmelerinin güncelliğini sağladığını ifade ederken (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 23), ülkemiz kamu iç denetimi için bu oran, küresel ortalamanın üzerinde, %71 olarak ifade edilmiş. (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 27)
5.    Denetim Prosedürleri( İç Denetim Prosedürlerinin Dokümantasyonu ve İzlenmesi)
      İç denetim biriminde uygulanan denetim prosedürlerinin dokümante edilmiş ve (güncelliğinin) izleniyor olması, olgunluk kriterlerinden bir diğeri.  2015 yılı Küresel Anketinde CAE'lerin ortalama% 54'ü, birimlerindeki denetim prosedürlerinin bir iç denetim el kitabı veya rehberinde dökümante edildiğini ve izlendiğini, % 17'si denetim prosedürlerinin açıkça dökümante edilmediğini, % 29'u denetim prosedürlerinin bir rehberde belgelendiğini ancak izlenmediğini ifade ediyor.
CAE’lerin %85’i İç Denetim Yönetmeliğinin, %71’i Rehberinin, %70’i, Etik Kurallarının mevcut olduğunu belirtiyor. İç Denetim Biriminin ayrı “Misyon Bildirimi” bulunduğunu söyleyenlerin oranı %52, anahtar performans göstergelerine sahip olma oranı %40 ve son olarak “Strateji Belgesine Sahip Olma” oranı %36. Araştırma sırasında, iç denetim birimlerinin faaliyet süresi ile bu dokümantasyona sahip olma arasında pozitif ve olumlu bir ilişkinin varlığı gözlenmiş. (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 27-30)
Ülkemiz kamu sektörüne baktığımızda, kamu iç denetim faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar, İDKK tarafından belirleniyor. Bu kapsamda, Kamu İç Denetim Standartları, Meslek Ahlak Kuralları ve İç Denetim Yönetmeliği yanında, Kamu İç Denetim Rehberi, Kamu BT Denetimi Rehberi, Performans Denetimi Rehberi ve Kalite Güvence ve Geliştirme Rehberi gibi, iç denetimin mesleki uygulamasına ilişkin ayrıntılı rehberler oluşturuldu. Bu rehberlerin, iç denetim alanında, en ayrıntılı Türkçe kaynaklar olduğunu belirtmek gerek. İDKK Araştırmasında, kamu iç denetçilerinin %80’i, bu Rehberlerin, iç denetim faaliyetinin etkin şekilde yürütülebilmesini sağladığını ifade ediyor. Rehberlerden memnuniyet oranı oldukça yüksek. Bunun yanında, Rehberlerin güncelliğinin sağlanabilmesi için, düzenli olarak gözden geçirilmesi gerektiği notunu düşelim (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 34). 
6.    Teknoloji Kullanımı
        İç denetim biriminin olgunluğunu belirleyen kriterlerden biri de “Teknoloji Kullanımı”. 2015 Küresel Anketinde, iç denetim faaliyetlerini ağırlıklı olarak manuel sistem ve süreçler ile yürütttüğünü söyleyen CAE’lerin oranı %23, elektronik çalışma kağıdı veya diğer ofis araçlarını kullandığını söyleyenlerin oranı %39, uygun teknoloji ile desteklenen denetim metodolojisi kullandığını söyleyenlerin oranı %26, veri madenciliği ve analizini de içeren kapsamlı bir teknoloji kullandığını söyleyen CAE’lerin oranı %13 (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 31).
Kamu iç denetim faaliyetlerinde, İDKK tarafından geliştirilen İÇDEN yazılımı kullanılıyor. İÇDEN, iç denetim faaliyetlerinin, iç ve dış kalite güvence gözden geçirmeleri dahil, tamamının elektronik ortamda yürütülmesine imkan veriyor, veri madenciliği veya analizi gibi araçları bulunmuyor. Uygun teknoloji ile desteklenen bir denetim metodolojisi sağladığını söyleyebiliriz. İDKK Araştırmasına göre, kamu iç denetçileri arasında İÇDEN kullanma oranı %74. (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 13) Bu oran oldukça yüksek olmakla birlikte, İDKK halihazırda üç ve üzerinde iç denetçisi bulunan idarelere İÇDEN kullanma izni verdiği için bu oran %100’ün altında.
Kamu iç denetçilerinin %65’i  İÇDEN’in çalışmalarını kolaylaştırdığını,%67’si faaliyetlerinin etkinliği ve verimliliğini artırdığını düşünmektedir (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 34). Yazılımın, iç denetim faaliyetinin büyüklüğüne bakılmaksızın tüm kamu idarelerine yaygınlaştırılması, iç denetim metodolojisine uyum anlamında önemli katkılar sağlayacaktır.  
7.    Kalite Güvence ve Geliştirme Programı
Olgunluk göstergelerinin sonuncusu, dış kalite değerlendirmelerini de içeren iyi tanımlanmış bir “Kalite Güvence ve Geliştirme Programı (KGGP)”. Standartlara ve meslek ahlak kurallarına uyumun, KGGP ile güvence altına alınması gerekiyor. Performans ölçüm ve değerlendirmeleri, kıyaslamalar, denetlenenlerden alınan geri bildirimler, KGGP’nin unsurları arasında (Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens , 2016, s. 35).
İDKK tarafından kamu idareleri için, kapsamlı bir KGGP oluşturuldu, yine iç ve dış kalite değerlendirmelerinin yürütülmesine ilişkin detaylı bir Rehber de mevcut. Bununla birlikte, İDKK araştırmasında, denetlenenlerden anket vb. yollarla geri bildirim alındığını söyleyen iç denetçilerin oranı %52 ile sınırlı, %25 alınmadığını söylüyor. (İDKK, Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu, 2018, s. 30) 2017 yılında iç kalite değerlendirmesi yapan idare sayısı sadece 40 (İDKK, 2017 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu, 2018). 2012 ve 2013 yıllarında başlanan ve 26 büyük ölçekli kamu idaresinde tamamlanan dış değerlendirme faaliyetlerinin, sonraki yıllarda sürdürülememesi, iç değerlendirme faaliyetlerini de önemli ölçüde aksatmış gibi görünüyor (Kamu İç Denetim Genel Raporu 2012-2016).
Kamu iç denetim faaliyetlerinin olgunluk kriterleri açısından zayıf halkası “KGGP” olarak görülüyor. Umarım bu konu İDKK tarafından, öncelikle gündeme alınır.
Bu kriterler doğrultusunda sizin iç denetim biriminiz ne kadar olgun veya ne kadar olgun olabilir?

References

İDKK. (2018). 2017 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu. Ankara: İç Denetim Koordinasyon Kurulu.
İDKK. (2018). Kamu İç Denetim Reform Uygulamalarının Derinleştirilmesi Projesi Kapsamlı Değerlendirme Raporu. Ankara: İç Denetim Koordinasyon Kurulu.
Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens . (2016). Benchmarking Internal Audit Maturity . Altamonte Springs, Florida: The Institute of Internal Auditors Research Foundation (IIARF).





[1] Mohammad Abdolmohammadi,Giuseppe D’Onza,Gerrit Sarens . (2016). Benchmarking Internal Audit Maturity . Altamonte Springs, Florida: The Institute of Internal Auditors Research Foundation (IIARF).
[2] http://www.idkk.gov.tr/SiteDokumanlari/Manset/DBKonferans2018/ProjeSonucRaporu.pdf
[3] Background of Internal Auditors
[4] Q40: Which skill background is most dominant within the internal audit staff of your organization?

İÇ DENETİME DAİR DOĞRU BİLİNEN DOKUZ YANLIŞ

Yanlış 1.     Denetim ve iç denetim aynı şeydir. Doğru 1. Her denetim faaliyeti, iç denetim değildir. Bir denetim faaliyetinin i...