Ülkemiz kamu sektöründeki denetim faaliyetlerinin etkinliği
üzerine tartışmalar uzun süredir devam etmektedir. Bu tartışmalar genellikle iç
denetim ve teftiş kurulları (diğer denetim birimleri) arasında görev
çakışmasına yoğunlaşmaktadır. Tartışmaların bu zeminde yürütülmesinin, kök
nedenden uzaklaşılmasına neden olduğunu ve çözümü güçleştirdiğini düşünüyorum.
Neden olduğuna gelince; 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun
ekinde yer alan 103 idareden sadece 37’sinde hem teftiş hem de iç denetim
faaliyeti aynı anda bulunmaktadır. Dolayısıyla bu idarelerden hareketle yapılan
değerlendirmeler, kamu sektörü denetim faaliyetlerinde beklenen gelişmeyi
sağlayamayacaktır. Denetim, iç kontrol ve risk yönetimi sistemleri ile birlikte
ele alınmalı ve bu sistemlerin birlikte gelişimi sağlanmalıdır. Bir önceki
Makalede yer verildiği gibi, iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetimin,
yalnızca “kamu mali yönetim sisteminin” değil, “kamu yönetimi sisteminin”
bir fonksiyonu haline gelmesini sağlayacak bir yasal düzenleme ihtiyacı
bulunmaktadır.
İşte bu yaklaşım ve düşüncelerden hareketle bu Makale dizisi
hazırlanmıştır. İlk iki Makale’de, dünyada iç denetim mesleğinin ortaya çıkışı
ve gelişimi ile Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü’nün (IIA) kamu sektöründe
etkili bir iç denetime ilişkin tavsiyelerine yer verilmiştir. Üçüncü Makalede,
kamu mali yönetim reformu kapsamında tasarlanan iç kontrol sistemi ele
alınmıştır.
Bu dizinin son Makalesinde, kamu sektörü iç denetim
düzenlemeleri ele alınacak ve IIA’in kamu sektörüne ilişkin rehberliği
doğrultusunda gelişim önerileri sunulacaktır.
Ülkemiz kamu sektörü iç denetim faaliyetleri 5018 Sayılı
Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu (Kanun) ile düzenlenmiştir. İç denetim
faaliyeti, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, üniversiteler,
belediyeler ve özel idarelerde, ilgili idarenin en üst yöneticisine bağlı kamu
iç denetçileri tarafından yürütülmektedir. Ayrıca 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı
Kararnamesi doğrultusunda[1],
Cumhurbaşkanlığı Ofislerinde de iç denetçi istihdam edilebilecektir.
Kanun’da iç denetim; uluslararası iç denetim standartları
ile uyumlu bir şekilde tanımlanmış ve Kamu İç Denetim Standartları ile Meslek
Ahlak Kuralları, yine Uluslararası İç Denetim Standartları ve Etik Kuralları
ile paralel şekilde oluşturulmuştur. Kamu idarelerinin, her türlü işlem ve
faaliyetleri iç denetim kapsamındadır.
Kamu iç denetçilerinin, denetim görevleri sırasında ihtiyaç
duydukları bilgi, belge ve kişilere erişim yetkisi yasal olarak güvence altına
alınmıştır.
Kamuya iç denetçi olarak atanmanın ön koşulu; kamuda denetim
elemanı olarak en az beş yıl veya Kurul tarafından belirlenen alanlarda en az
sekiz yıl çalışmış olmaktır. Bu koşulları sağlayanlar, İDKK tarafından
düzenlenen İç Denetçi Aday Belirleme Sınavına katılabilir. Sınavda başarılı
olanlar, iki ay süreli bir Sertifika Eğitim Programına alınır ve eğitim
sonucundaki sınavda başarılı olanlara Kamu İç Denetçisi Sertifikası
verilir. Kamu idarelerine başvuran Sertifikalı kişiler arasından,
bakanlıklar ve bağlı idarelerde, üst yöneticilerin teklifi üzerine Bakan, diğer
idarelerde üst yöneticiler tarafından uygun görülenler bu görevlere atanır.
İç denetçilerin atama yöntemi, mali yönetim ve kontrol
sistemindeki diğer aktörlerden farklı tasarlanmıştır. Örneğin muhasebe
yetkilileri, sertifikalı adaylar arasından genel bütçeli idarelerde Maliye
Bakanlığı, diğer kamu idarelerinde ise üst yöneticiler tarafından atanmaktadır.
Mali hizmet uzmanları ise, uzman yardımcısı olarak Maliye Bakanlığı tarafından
yapılan özel yarışma sınavı ile mesleğe alınmakta ve giriş sınavındaki başarı
sıraları ve tercihleri doğrultusunda Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
tarafından idarelere yerleştirilmektedir.
İDKK tarafından açıklanan bilgilere göre; 383 kamu idaresine
toplam 2075 iç denetçi kadrosu tahsis edilmiştir. 30.06.2017 tarihi itibariyle
bu kadroların sadece 909’una atama yapılmıştır. Kadroların %56’sı boştur.[2] En fazla
boş kadro oranı (%66) ile mahalli idarelerdedir. Bu oranı %60 ile genel bütçeli
idareler izlemektedir. Yüz yirmi altı idare hiç iç denetçi ataması yapmamıştır.
İç denetçi kadrolarının boş olmasının nedenlerine ilişkin
kamuoyu ile paylaşılan bir bilgi bulunmamaktadır. Üst yöneticilerin atama
konusunda isteksiz olmaları bir neden olabileceği gibi, iç denetçilerin bazı
idarelere atanma konusundaki isteksizliği de boş kadroların nedenleri arasında
olabilir. Nitekim kadro tahsis edilen 13 ilde, hem üniversite hem de
mahalli idare iç denetçi kadroları boştur.
İç denetçi kadrolarının boş kalmasını
önlemek üzere, iç denetçiliğe atanmada, sertifika sınavındaki başarı durumu ve
adayların tercihleri doğrultusunda merkezi yerleştirme yapılabilmelidir.
İç denetçilerin sürekli mesleki gelişimi ve sadece yetkin
oldukları alanlarda görev yürütmelerinin sağlanması için bir sertifika
derecelendirme sistemi oluşturulmuştur. Kamu iç denetçi sertifikaları,
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün(IIA) sürekli mesleki gelişim (CPE)
şartlarına benzer şekilde değerlendirmeye tabi tutulmakta ve ancak yeterli
puanın sağlanması durumunda bir üst sertifika derecesine
geçilebilmektedir. Mevzuatta “İç denetçilerin özlük haklarının tespitinde
ve kariyerlerinin planlanmasında sertifika derecesinin dikkate alınacağına”
ilişkin düzenleme bulunmakla birlikte, henüz bu hüküm uygulanmamaktadır. [3]
İç denetçilerin sürekli mesleki gelişimini sağlamaya
yönelik, eğitim ve sertifikasyon düzenlemeleri, iç denetim faaliyetinin
performans yönetimi ve hesap verebilirliği, uluslararası iyi uygulamalar ile
uyumlu olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu konudaki dokümana http://www.idkk.gov.tr/Sayfalar/Mevzuat/UcunculDuzey.aspxbağlantısından erişilebilir.
Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine kadar, kamu iç denetim
faaliyetlerinin merkezi uyumlaştırma ve izlemesinden, Maliye Bakanlığına bağlı
İç Denetim Koordinasyon Kurulu (İDKK) sorumluydu. Yeni sistemde Kurul, Hazine
ve Maliye Bakanlığına bağlanmıştır. İDKK’nın, denetim ve raporlama
standartlarını belirlemek, denetim rehberlerini, kalite güvence ve geliştirme
programını hazırlamak, iç denetçilerin eğitim ve sertifikasyon hizmetlerini
yürütmek, iç denetim birimlerinin dış değerlendirmesini yapmak gibi görevleri
bulunmaktadır.
Öncesinde İDKK, Müsteşar Yardımcısı, Rektör, Genel Müdür,
Öğretim Üyesi gibi üst düzey kamu görevlilerinden oluşan ve gerektikçe toplanan
bir Kurul olarak tasarlanmışken, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi[4] kapsamında
İDKK üyeleri, Cumhurbaşkanı Kararı ile 4 yıl süreliğine atanacaklardır. Yeni
düzenleme ile uluslararası kuruluşlar ile özel sektörde veya serbest olarak en
az beş yıl çalışmış olan kişilerin de Kurul üyeliğine atanması mümkün hale
gelmiştir. Ayrıca Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar, İç
Denetim Koordinasyon Kurulunun önerisi üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecektir.
Yeni sistemde iç denetçilerin kamu idareleri itibarıyla
sayıları, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar Cumhurbaşkanı tarafından
çıkarılan yönetmelikle belirlenecektir[5].
Daha önce Kurul’un sekretarya hizmetleri, Maliye Bakanlığı
Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü İç Denetim Merkezi Uyumlaştırma Dairesi
tarafından yürütülmekteydi, yeni sistemde iç denetimin uyumlaştırılması ile
ilgili bir görevlendirme henüz yapılmamıştır.
2006 yılından itibaren düzenlenen tüm AB İlerleme
Raporlarında; Kamu iç denetim mesleğinin en uygun şartlar altında
gelişebilmesini sağlamak açısından iç denetim merkezi uyumlaştırma biriminin
yerinin çok önemli olduğu belirtilmekte, İDKK’nın yeniden yapılandırılması ve
Kurul’un bir danışma organı olarak kabul edilmesi, kamu idarelerindeki iç
denetim birimlerinin uyumlaştırılması ve eşgüdümü için “daimi nitelikli
operasyonel bir merkezi uyum birimi kurulması gibi önerilere yer verilmektedir.
Yeni dönem, bu önerilerin hayata geçirilmesi için bir fırsat
doğurmaktadır.
İDKK bu güne kadar, operasyonel kapasitesindeki eksikliklere
rağmen kamu iç denetim sisteminin geliştirilmesi konusunda güçlü bir vizyon
ortaya koymuş ve başarılı bir liderlik sergilemiştir. Kamu iç denetçilerinden
oluşturulan çalışma grupları, kamu-özel sektör ve sivil toplum kuruluşları
(KİDDER ve TİDE gibi) işbirlikleri ile iç denetim faaliyetinin uygulanmasına yönelik
mevzuat ve rehberler oluşturulmuş, iç denetim süreçlerinin baştan sona
elektronik ortamda yürütülmesine imkan veren bir yazılım programının
geliştirilmesi ve kullanılması (İÇDEN) sağlanmıştır. Kamu İç Denetim Rehberi,
Kamu BT Denetimi Rehberi, Performans Denetimi Rehberi ve Kalite Güvence ve
Geliştirme Rehberi gibi, iç denetimin mesleki uygulamasına ilişkin ayrıntılı
rehberlere http://www.idkk.gov.tr/Sayfalar/Mevzuat/UcunculDuzey.aspx bağlantısından
erişim mümkündür.
Bu doğrultuda; kamu iç denetiminin
“geliştirme aşamasının” tamamlandığı rahatlıkla söylenebilir. Artık bir sonraki
aşamaya geçilmelidir.
Bu aşamada İDKK’nın, iç denetim birimlerinin faaliyetlerinin
Standartlara ve mevzuata uygunluğunu izlemek, iç denetim birimleri ile kamu
idarelerindeki diğer denetim birimleri ve dış denetim ile olan işbirliğini
sağlamak, yolsuzluk veya usulsüzlüklerin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için
gerekli önlemlerin alınması konusunda kamu idarelerine önerilerde bulunmak
şeklinde görevler yürütmesi beklenmektedir.
Sayıştay Başkanlığının 2012-2016 yılları arasındaki Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporlarında yer verilen “Denetimler sonucunda bazı
kamu idarelerinde iç denetim birimlerinin oluşturulmadığı, iç denetim birimleri
oluşturulan kamu idarelerinde ise, yeterli sayıda iç denetçi atanmadığı, iç
denetim planlarının hazırlanmadığı, iç denetim birimlerinin kendilerine verilen
görevlerin bir kısmını yerine getirmediği” tespitleri, iç denetim birimlerine
yönelik gözetim ve izleme faaliyetlerinin etkinleştirilmesi gerektiğini
göstermektedir.
Kamu idarelerinde yürütülen iç denetim faaliyetlerinin
Standartlara, Etik Kurallarına ve mevzuata uygunluğunun izlenmesi, kritik
düzeyde önem taşımaktadır. Standartlara ve Etik Kurallarına uygunluğun
sağlanamadığı idarelerdeki iç denetim faaliyetleri, “uygunsuzluk giderilene
kadar” askıya alınmalıdır. Bu kapsamda, 2012 ve 2013 yıllarında İDKK tarafından
dış değerlendirme faaliyetlerine başlanmış ve 26 büyük ölçekli kamu idaresinin
iç denetim faaliyetlerinin dış değerlendirmesi tamamlanmıştır. (Kamu İç Denetim
Genel Raporu 2012-2016) Ancak dış değerlendirme faaliyetleri sonraki yıllarda
sürdürülememiştir.
Diğer taraftan “dış değerlendirme” faaliyetinin merkezi
uyumlaştırma birimi tarafından yürütülmesinin Standartlara uygunluğu tartışmaya
açıktır. 2012 yılında Avrupa Komisyonu Bütçe Genel Müdürlüğü, “Merkezi
Uyumlaştırma tarafından yapılan dış değerlendirmenin, Standartlar gereği
yapılması gereken dış değerlendirme kapsamında sayılamayacağına” ilişkin bir
görüş yayımlamıştır. (Commission, 2014) Bu konu başka bir Makalede ayrıntılı
olarak değerlendirilecektir.
İDKK’nın bir diğer önemli görevi, kamu sektöründe Kamu İç
Mali Kontrolün (KİMK) işleyiş durumu hakkında -karşılaştırma yapılmasına izin
verecek şekilde- “Konsolide edilmiş Yıllık Denetim Raporu” üretilmesidir. Rapor
aynı zamanda Maliye Bakanlığı[6] tarafından
hükümete, Meclise ve Sayıştay’a da sunulmalıdır. Böylece, kamu sektöründe
yönetim tarafından yürütülen risk ve kontrol süreçleri hakkındaki gözetim
fonksiyonları geliştirilebilecek ve kamuoyu ile paylaşılan bu Rapor aracılığı
ile şeffaflığa katkı sağlanabilecektir.
Bununla birlikte, bugüne kadar hazırlanmış olan Kamu İç
Denetim Genel Raporlarında, “Kamu iç mali kontrol sisteminin işleyişine ilişkin
iç denetim genel değerlendirmesine” yer verilmemiştir. 2017 yılı Kamu İç Denetim Genel
Raporu henüz yayımlanmamış olup, 2016 yılı Raporunahttp://www.idkk.gov.tr/SiteDokumanlari/Faaliyet%20Raporlar%C4%B1/2016KamuicDenetimGenelRaporu.pdf erişim mümkündür.
Kamu iç denetim genel raporlarının
beklenen işlevlerini yerine getirebilmesi, İDKK’nın kurumsal kapasitesinin
güçlendirilmesi ve kamu idareleri iç denetim birimlerinin hem her denetim
görevi sonucunda hem de yıllık olarak “iç kontrole ilişkin güvence verebilecek
olgunluğa erişmesi” ile sağlanabilecektir.
Yine kamu iç denetimine ilişkin paydaş desteğinin
sağlanmasına yönelik olarak; İDKK tarafından, iç denetimin kamu yönetimindeki
rolünün, seçilmiş ve atanmış kamu görevlileri ile birlikte, medya ve hatta
vatandaşlardan oluşan geniş bir yelpazedeki paydaşlar tarafından anlaşılması ve
desteklenmesini sağlamak üzere, “iç denetimin pazarlanmasına yönelik”
bilgilendirme faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.
Organizasyonel Bağımsızlık
Bilindiği gibi iç denetimin bağımsızlığı, denetim
faaliyetinin denetlenen kurumun müdahalesi olmadan yürütülmesini sağlar.
Uluslararası Mesleki Uygulama Çerçevesine göre, iç denetimin bağımsızlığı en
iyi, iç Denetim Yöneticisinin (CAE) fonksiyonel olarak Denetim Komitesine
raporlama yapmasıyla sağlanabilir. Bu kapsamda, iç denetim yönergesi/yönetmeliği,
plan ve programı, bütçesi Denetim Komitesi tarafından onaylanmalı, iç denetim
yöneticisinin atanması ve azledilmesi, performansının değerlendirilmesi Denetim
Komitesinin sorumluluğunda olmalıdır. Denetim Komitesi ayrıca iç denetimin bağımsızlığını
gözetmeli, CAE ve yönetimden, iç denetimin kapsamı, kaynak sınırlandırmaları
veya iç denetim üzerindeki baskılar veya engellemeler hakkında bilgi almalıdır.
Denetim Komitesi, idare içinde faaliyet gösteren iç denetçileri, yönetimin
baskı ve engellemelerinden koruyan en temel organdır.
Ülkemiz kamu yönetiminde iç denetçiler, “aynı zamanda
icranın da başı olan” üst yöneticiye bağlanmıştır[7]. Bu bağlılık hem
fonksiyonel hem de idari anlamdadır. “İç denetim programları ve iç denetime
ilişkin görev, yetki ve sorumlulukları düzenleyen İç Denetim Yönergesi, üst
yönetici tarafından onaylanmaktadır. İç denetçiler, raporlarını doğrudan üst
yöneticiye sunmaktadır. Raporlar üzerine kaydedilen ilerlemeler ve yerine
getirilmeyen aksiyonlar, yöneticiler tarafından üstlenilen riskler, denetlenen
birimler ile iç denetçiler arasındaki mutabakatsızlıklar, bilgi ve belgeye
erişimde yaşanan sorunlar, kapsam sınırlandırmaları, iç denetçiler tarafından
Üst Yöneticiye bildirilmektedir. İç Denetim Yöneticisi, Üst Yöneticinin onayı
ile belirlenmektedir. Kamu idarelerinde etkili bir iç denetim faaliyetinin
yürütülmesini sağlamaya yönelik tedbirlerin alınması yine Üst Yöneticinin
sorumluluğundadır.”
Görüldüğü gibi bir idaredeki iç denetimin etkin bir şekilde
faaliyet gösterebilmesi konusunda üst yöneticilere geniş yetkiler
tanınmıştır.(Nohutçu, 2016) İç denetimin -aynı zamanda icranın başı olan-üst
yöneticiye bağlı olması, denetimin etkinliğini bu makamların objektifliğine
bağlı kılmaktadır.(Yurtsever, 2009)
İç denetimin bağımsızlığını
güçlendirmeye yönelik önlemler alınmalıdır. Bu kapsamda, her bir idare
bünyesinde iç denetim ve iç kontrolün gözetiminden sorumlu denetim komiteleri
oluşturulabileceği gibi İDKK, kamu denetim komitesi işlevine kavuşturulabilir,
bünyesinde sektörel ayrımlara gidilebilir.
İDKK'nın yetki ve sorumluluklarının belirlenmesinde
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) işlevlerinden
faydalanılabilir.
Kamu Denetim Komitesi işlevini yürüten
organ, Bakanlıklar üstü bir konuma sahip olmalı ve üyeleri, iç denetim, iç
kontrol, mali yönetim ve kontrol konularında yetkin kişilerden oluşmalıdır.
İDKK’nın merkezi uyumlaştırma işlevini yürütmeye devam
etmesi halinde, mutlaka bünyesinde operasyonel birimler (Mevzuat Geliştirme,
İnsan Kaynakları Yönetimi, Mevzuata Uyumun İzlenmesi gibi) yer almalıdır.
Güçlü Liderlik (İç Denetim
Faaliyetinin Yönetimi)
Kanunun ilk halinde iç denetimin iç denetçiler tarafından
yapılacağı düzenlenmiş, iç denetim faaliyetine ilişkin kurumsal bir yapı
öngörülmemiştir. 5436 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası “Kamu
idarelerinin yapısı ve personel sayısı dikkate alınarak, İDKK’nın uygun görüşü
üzerine, doğrudan üst yöneticiye bağlı iç denetim birimi başkanlıkları
kurulabileceği” şeklinde bir düzenleme yapılmıştır. İDKK tarafından iç denetim
birimi başkanlıkları kurulabilmesine genel olarak uygun görüş verilmiştir.
Başkan olarak görevlendirilecek kişilerin kamu iç denetçisi olması yeterlidir,
ilave kriterler belirlenmemiştir. Üst Yöneticinin Onayı ile iç denetçiler
arasından biri başkan olarak görevlendirilmektedir. Bu şekilde oluşturulan İç
Denetim Birimi Başkanlıkları, idarelerin teşkilat kanunlarında yer almadığı
için kurumsal bir bütçe ve İç Denetim Başkanı kadrosu tahsis edilememektedir.
İç Denetim Başkanı iç denetim
fonksiyonunun, Standartlara uygun ve etkili bir şekilde yönetiminden sorumlu
kişidir. Başkan, yönetim ve iç denetçiler arasında güven ve işbirliğinin
tesisinden de sorumludur. Başkanın bu görevleri yürütebilmesi için, iç denetim
konusunda ileri düzey yetkinlik sahibi olması ve denetim fonksiyonunu yönetme
konusunda da güçlü bir liderlik sergilemesi gerekmektedir.
İç denetim başkanının güçlü bir liderlik sergileyebilmesi
için, Başkanının sahip olması gereken niteliklerin (kıdem, uluslararası
sertifikasyon vb.) uluslararası iyi uygulamalar ile uyumlu şekilde belirlenmesi
belirlenmesi ve bu görevin sorumluluklarını yerine getirmesine imkan verecek
bir pozisyon tahsis edilmesi gerekmektedir.
KAYNAKLAR:
Ahmet NOHUTÇU, S. Ç. (2016). Kanuni İdare İlkesinin Hâkim
Kılınması Açısından Kurumsal Olarak Bağımsız Bir İç DenetimYapısı Önerisi:
Sayıştay İç Denetçiliği. Ombudsman Akademik Dergisi, Aralık/Temuz 2016(4), 187-221.
Anderson, U., & Dahle, A. J. (2009). Implementing the International
professional practices Framework:
IIA Research Foundation.
Commission, E. (2014). Public Internal Control Systems
in the European Union Quality Assurance for Internal Audit. Retrieved from http://ec.europa.eu/budget/pic/lib/docs/pic_paper3_en.pdf
İDKK. (2017). 2016 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu. Retrieved from Ankara: http://www.idkk.gov.tr/SiteDokumanlari/Faaliyet%20Raporlar%C4%B1/2016KamuicDenetimGenelRaporu.pdf
KARTAL, F. (2013). TÜRKİYE’DE KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE İÇ
DENETİM UYGULAMALARI. Maliye Finans Yazıları, 1(99).
Yurtsever, G. (2008). Bankacılığımızda iç kontrol: Türkiye Bankalar Birliği.
Yurtsever, G. (2009). Teftişten iç denetime banka müfettişliği: Türkiye Bankalar Birliği.
[1] 1 Sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi 529.maddenin 5.fıkrası
[2] http://www.idkk.gov.tr/Sayfalar/HaberDetay.aspx?rid=148&lst=DuyurularListesi erişim
tarihi 19.01.2018
[3] İç
Denetçilerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22. Maddesinin 2.
Fıkrası
[4] Üst Kademe
Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Madde 2.2. ve Md. 3.1.c
[5] 2/7/2018
tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 213. maddesi
[6] Hazine ve
Maliye Bakanlığı olarak değişmiştir.
[7] 5018 Sayılı
Kanununda yapılan değişiklik ile bir idarede birden fazla Üst Yönetici
olabilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder