Kamu Sektöründe İç Denetim başlıklı bir önceki Makale’de, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsünün “Kamu Sektörü İçin İç Denetim Yetkinlik Modeli” isimli Araştırma Raporundan bahsetmiştik. Bu Raporda; Gelişmekte olan ve geçiş döneminde olan ülkelerde, bazı çevresel ve politik faktörler, yönetim kapasitesi, altyapı ve yönetişim düzenlemelerinin, Standartlara uyum ve iç denetimin yetkinlik düzeyi üzerinde etkili olduğu, bu ülkelerde iç denetimi güçlendirmek için önlemler alınırken, farklı denetim gelenekleri ve kurumsal kapasitelerin anlaşılması ve ülkenin “mali yönetim reformlarına karşı duyarlılığına” özellikle bakılması gerektiği ifadelerine yer verilmekteydi. Bu nedenle bu Makalede, Ülkemiz kamu mali yönetim reformu kapsamında oluşturulan kamu iç kontrol sistemi ele alınacaktır.
Türkiye’nin 1999 yılında Helsinki zirvesinde Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak resmen kabul edilmesinin ardından, kamu mali yönetimi ve kontrol alanındaki mevcut yasal düzenlemelerin, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlaştırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. 2000’li yılların başlarında Avrupa Birliği (AB) tarafından, Türkiye’nin geleneksel kamu yönetim ve kontrol yapıları ile AB’nin uyguladığı kriterler arasında önemli farklılıklar bulunduğu, özellikle yöneticilerin hesap verebilirliği, iç denetim, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’ın işlevlerinde bu farklılıkların daha belirgin olduğu belirtilmiştir. Bütçenin yönetimi ve denetimine ilişkin (iç mali kontrol ve dış denetim) bütünleşik bir yaklaşım benimsenmesi, kamu idareleri yöneticilerinin hesap verebilirliğinin sağlanması ve tüm kamu idarelerinde fonksiyonel açıdan bağımsız iç denetim birimlerinin kurulması önerilmiştir. (Bknz. https://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2002.pdf)
Bu çerçevede Avrupa Birliği üyelerinde standart bir uygulama olan Kamu İç Mali Kontrol (KİMK) modelinin ülkemizde hayata geçirilebilmesi amacıyla çalışmalara başlanılmıştır. KİMK Modeli, stratejik öncelikler dikkate alınarak, hedeflere ulaşmak için tahsis edilen kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanım ilkeleri ile hesap verebilirlik ve mali saydamlık anlayışı temelinde, yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. (KARTAL, 2013) KİMK; mali yönetim ve kontrol (MYK), iç denetim ve her iki alana yönelik merkezi uyumlaştırma fonksiyonundan oluşmaktadır. Modelin amacı; Birlik fonlarının hedeflere uygun bir şekilde yönetildiği ve harcandığı, politikaları yönlendiren genel ve sektörel düzenlemelere uyum sağlandığı konusunda vatandaşa güvence sağlamaktır. (Bknz.http://kontrol.bumko.gov.tr/Eklenti/4044,kamuicmalikontrolpdf.pdf?0)
Bu kapsamda, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ilk olarak 10.12.2003 tarihinde yayımlanmıştır. Kanunun yayımlandığı ilk halinde İç Kontrol; “Kamu malî yönetiminin bir unsuru ve kamu idarelerinin malî işlem ve faaliyetlerine ilişkin tüm gelir, gider, varlık ve yükümlülüklerinin amacına ve mevzuatına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için uygulanan malî yönetim, harcama öncesi kontrol ile harcama sonrası iç denetim faaliyetleri” olarak tanımlanmıştır. (5018 ilk hali Md.55)
Kanunun yayımından iki yıl sonra, 22.12.2005 tarih ve 5436 sayılı Kanun ile 5018 sayılı Kanunda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden biri de iç kontrolün tanımına ilişkindir. İç kontrol; “İdarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak, faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere, idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diğer kontroller bütünü” olarak tanımlanmıştır.
Yapılan değişiklik ile iç kontrolün, kamu mali yönetiminin bir unsuru olduğu ibaresi kaldırılmış ve kamu idarelerindeki iç kontrol, mali olmayan kontrolleri de içerecek şekilde genişletilmiştir. “İç kontrol ile ilgili yasal değişikliğin amacı “İç kontrol sisteminin daha kapsayıcı hale getirilmesi” olarak açıklanmıştır.
Mali yönetim ve iç kontrol sisteminin merkezi uyumlaştırma görevi Maliye Bakanlığı Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne verilmiş, iç denetimin merkezi uyumlaştırmasını yürütmek üzere İç Denetim Koordinasyon Kurulu(İDKK) kurulmuştur.
Maliye Bakanlığı tarafından 2007 yılında Kamu İç Kontrol Standartları (Standartlar) yayımlanmıştır. Standartların oluşturulmasında, COSO modeli, INTOSAI Kamu Sektörü İç Kontrol Standartları Rehberi ve Avrupa Birliği İç Kontrol Standartlarından faydalanılmıştır. Standartlar, COSO Modeli çerçevesinde; Kontrol Ortamı, Risk değerlendirmesi, Kontrol faaliyetleri, Bilgi ve İletişim ile İzleme olmak üzere beş bileşen altında, 18 standart ve 79 genel şarttan oluşmaktadır. Kamu idarelerinin, malî ve malî olmayan tüm işlemlerinde iç kontrol standartlarına uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
İç kontrol tanımının “diğer kontrolleri” içerecek şekilde genişlemesi ve Standartların, mali olmayan tüm işlemleri kapsaması nedeniyle Maliye Bakanlığı, kamu iç kontrol standartları kapsamında olmakla birlikte, Bakanlığın görev ve sorumluluk alanı içerisinde olmayan (etik, personel performans yönetimi, stratejik planlama, kamu idarelerinin operasyonel faaliyetlerine ilişkin kontroller gibi) kontrollerin de uyumlaştırılmasından sorumlu hale gelmiştir. Bu kapsamda tüm kamu idarelerinden Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı hazırlanarak, Bakanlığa gönderilmesi istenmiştir.
Kamu idarelerinin İç Kontrol Standartlarına uyum düzeyine ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılan bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Sayıştay Başkanlığı tarafından her yıl Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu düzenlenmekte ve bu Rapor içeriğinde kamu idarelerinin İç Kontrol Standartlarına Uyumuna ilişkin tespitlere yer verilmektedir. Sayıştay Başkanlığının 2012-2016 yılları arasında düzenlendiği Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporlarında; “Kamu idarelerinin bir kısmında kamu iç kontrol standartlarına uyum eylem planlarının hazırlanmadığı, hazırlayan bazı kamu idarelerinde ise Kamu İç Kontrol Standartlarının karşılığı olan faaliyetlere yer verilmediği, planlarda öngörülen faaliyetlerin başlatılmadığı ya da süresinde tamamlanmadığı, mali karar ve işlemlerle ilgili süreç akış şemalarının oluşturulmadığı, kurum iç kontrol sistemlerinin yıllık olarak değerlendirilmediği, kurumun amaç ve hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyebilecek kurum içi ve kurum dışı risklere ilişkin analizlerin ve güncellemelerin yapılmadığı ve bu risklere karşı alınacak kurumsal tedbirlerin belirlenmediği” tespitlerine yer verilmektedir.
Sayıştay Başkanlığı, iç kontrol sistemine ilişkin bu eksikliklerin “İç kontrolün amaçlarına ulaşılmasına engel teşkil ettiğini” ifade etmekte ve “Etkin bir iç kontrol sisteminin kurulması, uygulanması ve gözetilmesinde üst yöneticilerin gerekli liderlik ve sahiplenmeyi göstermesi, düzenleme ve gözetim görevi bulunan kamu idarelerinin de iç kontrole ilişkin bütün mekanizmaların tam olarak kurulması ve işletilmesini sağlamasını” önermektedir. https://www.sayistay.gov.tr/tr/?p=2&CategoryId=97 bağlantısından bu Raporlara erişilebilir. Bu tespitlerden hareketle;
Kamu idarelerinin iç kontrol standartlarına uyumunu artıracak düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu söylenebilir.
Diğer taraftan, bazı Standartlara uyum kapsamında kamu idarelerinin tek başına bir aksiyon almaları mümkün değildir. Örneğin Kamu İç Kontrol Standardı 3.6: “Personelin yeterliliği ve performansı bağlı olduğu yöneticisi tarafından en az yılda bir kez değerlendirilmeli ve değerlendirme sonuçları personel ile görüşülmelidir.” Şeklindedir. Ancak 2011 yılında, devlet memurları sicil sistemi kaldırılmış ve yerine de devlet memurlarının yeterliliği ve performansının değerlendirilmesi yönünde genel bir düzenleme getirilmemiştir, dolayısıyla kamu idareleri tarafından bu Standarda uyum kapsamında bir faaliyet yürütülememektedir (BALYEMEZ, 2016). Bu nitelikteki faaliyetler için, tüm kamu idarelerini kapsayacak şekilde genel düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Kamuda farklı idarelerin koordinasyonunda, Hizmet Envanteri Yönetim Sistemi, Ulusal e- Devlet Stratejisi kapsamında iş süreçlerinin elektronik ortama taşınması, kamu kurumları arasında veri alışverişi sağlanmasına yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar, iç kontrolün iş süreçlerine entegre edilmesi anlamında önemli fırsatlar sunmaktadır.
Son olarak 02 Temmuz 2018 tarihinde 5018 sayılı Kanunun İç Kontrol başlıklı 55. Maddesinde yeni bir değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklik ile Maliye Bakanlığının “mali yönetim ve iç kontrol süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemlerin belirlenmesi, geliştirilmesi ve uyumlaştırılmasından” sorumlu olduğu ifadesinde geçen “mali yönetim ve iç kontrol” “mali yönetim ve kontrol[1]” şeklinde değiştirilmiştir. Kamu idarelerinde yürütülen mali kontrolün uyumlaştırılması görevi ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakanlık bünyesindeki Mali Kontrol Genel Müdürlüğü[2] tarafından yürütülecektir. Değişiklik sonrası iç kontrolün, yeniden “mali kontrol” alanı ile sınırlandığı söylenebilir.
Bu doğrultuda; İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetimin, sadece “Kamu Mali Yönetimi Sisteminin” değil, “Kamu Yönetimi Sisteminin” bir fonksiyonu haline gelmesini sağlayacak bir yasal düzenleme ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca “Kamu İç kontrolüne” ilişkin merkezi uyumlaştırma ve izleme görevinin, Bakanlıklar üstü bir otorite tarafından bütüncül bir bakış açısı ile yerine getirilmesi, kamu idarelerinde entegre bir kamu iç kontrol sistemi kurulmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
Kaynaklar
BALYEMEZ, A. S. (2016). TÜRKİYE’DE ÖZEL SEKTÖR VE KAMU İDARELERİ İÇ KONTROL SİSTEMLERİNİN MEVZUAT YÜKÜMLÜLÜKLERİ AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI.
KARTAL, F. (2013). TÜRKİYE’DE KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE İÇ DENETİM UYGULAMALARI. Maliye Finans Yazıları, 1(99).
[1] 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 213 üncü maddesi
[2] 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 213 üncü maddesi ve 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Madde 221.1.n
Türkiye’nin 1999 yılında Helsinki zirvesinde Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak resmen kabul edilmesinin ardından, kamu mali yönetimi ve kontrol alanındaki mevcut yasal düzenlemelerin, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlaştırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. 2000’li yılların başlarında Avrupa Birliği (AB) tarafından, Türkiye’nin geleneksel kamu yönetim ve kontrol yapıları ile AB’nin uyguladığı kriterler arasında önemli farklılıklar bulunduğu, özellikle yöneticilerin hesap verebilirliği, iç denetim, Maliye Bakanlığı ve Sayıştay’ın işlevlerinde bu farklılıkların daha belirgin olduğu belirtilmiştir. Bütçenin yönetimi ve denetimine ilişkin (iç mali kontrol ve dış denetim) bütünleşik bir yaklaşım benimsenmesi, kamu idareleri yöneticilerinin hesap verebilirliğinin sağlanması ve tüm kamu idarelerinde fonksiyonel açıdan bağımsız iç denetim birimlerinin kurulması önerilmiştir. (Bknz. https://www.ab.gov.tr/files/AB_Iliskileri/AdaylikSureci/IlerlemeRaporlari/Turkiye_Ilerleme_Rap_2002.pdf)
Bu çerçevede Avrupa Birliği üyelerinde standart bir uygulama olan Kamu İç Mali Kontrol (KİMK) modelinin ülkemizde hayata geçirilebilmesi amacıyla çalışmalara başlanılmıştır. KİMK Modeli, stratejik öncelikler dikkate alınarak, hedeflere ulaşmak için tahsis edilen kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanım ilkeleri ile hesap verebilirlik ve mali saydamlık anlayışı temelinde, yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. (KARTAL, 2013) KİMK; mali yönetim ve kontrol (MYK), iç denetim ve her iki alana yönelik merkezi uyumlaştırma fonksiyonundan oluşmaktadır. Modelin amacı; Birlik fonlarının hedeflere uygun bir şekilde yönetildiği ve harcandığı, politikaları yönlendiren genel ve sektörel düzenlemelere uyum sağlandığı konusunda vatandaşa güvence sağlamaktır. (Bknz.http://kontrol.bumko.gov.tr/Eklenti/4044,kamuicmalikontrolpdf.pdf?0)
Bu kapsamda, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ilk olarak 10.12.2003 tarihinde yayımlanmıştır. Kanunun yayımlandığı ilk halinde İç Kontrol; “Kamu malî yönetiminin bir unsuru ve kamu idarelerinin malî işlem ve faaliyetlerine ilişkin tüm gelir, gider, varlık ve yükümlülüklerinin amacına ve mevzuatına uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi için uygulanan malî yönetim, harcama öncesi kontrol ile harcama sonrası iç denetim faaliyetleri” olarak tanımlanmıştır. (5018 ilk hali Md.55)
Kanunun yayımından iki yıl sonra, 22.12.2005 tarih ve 5436 sayılı Kanun ile 5018 sayılı Kanunda önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerden biri de iç kontrolün tanımına ilişkindir. İç kontrol; “İdarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve mevzuata uygun olarak, faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere, idare tarafından oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diğer kontroller bütünü” olarak tanımlanmıştır.
Yapılan değişiklik ile iç kontrolün, kamu mali yönetiminin bir unsuru olduğu ibaresi kaldırılmış ve kamu idarelerindeki iç kontrol, mali olmayan kontrolleri de içerecek şekilde genişletilmiştir. “İç kontrol ile ilgili yasal değişikliğin amacı “İç kontrol sisteminin daha kapsayıcı hale getirilmesi” olarak açıklanmıştır.
Mali yönetim ve iç kontrol sisteminin merkezi uyumlaştırma görevi Maliye Bakanlığı Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürlüğüne verilmiş, iç denetimin merkezi uyumlaştırmasını yürütmek üzere İç Denetim Koordinasyon Kurulu(İDKK) kurulmuştur.
Maliye Bakanlığı tarafından 2007 yılında Kamu İç Kontrol Standartları (Standartlar) yayımlanmıştır. Standartların oluşturulmasında, COSO modeli, INTOSAI Kamu Sektörü İç Kontrol Standartları Rehberi ve Avrupa Birliği İç Kontrol Standartlarından faydalanılmıştır. Standartlar, COSO Modeli çerçevesinde; Kontrol Ortamı, Risk değerlendirmesi, Kontrol faaliyetleri, Bilgi ve İletişim ile İzleme olmak üzere beş bileşen altında, 18 standart ve 79 genel şarttan oluşmaktadır. Kamu idarelerinin, malî ve malî olmayan tüm işlemlerinde iç kontrol standartlarına uymakla ve gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları düzenlenmiştir.
İç kontrol tanımının “diğer kontrolleri” içerecek şekilde genişlemesi ve Standartların, mali olmayan tüm işlemleri kapsaması nedeniyle Maliye Bakanlığı, kamu iç kontrol standartları kapsamında olmakla birlikte, Bakanlığın görev ve sorumluluk alanı içerisinde olmayan (etik, personel performans yönetimi, stratejik planlama, kamu idarelerinin operasyonel faaliyetlerine ilişkin kontroller gibi) kontrollerin de uyumlaştırılmasından sorumlu hale gelmiştir. Bu kapsamda tüm kamu idarelerinden Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı hazırlanarak, Bakanlığa gönderilmesi istenmiştir.
Kamu idarelerinin İç Kontrol Standartlarına uyum düzeyine ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılan bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Sayıştay Başkanlığı tarafından her yıl Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu düzenlenmekte ve bu Rapor içeriğinde kamu idarelerinin İç Kontrol Standartlarına Uyumuna ilişkin tespitlere yer verilmektedir. Sayıştay Başkanlığının 2012-2016 yılları arasında düzenlendiği Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporlarında; “Kamu idarelerinin bir kısmında kamu iç kontrol standartlarına uyum eylem planlarının hazırlanmadığı, hazırlayan bazı kamu idarelerinde ise Kamu İç Kontrol Standartlarının karşılığı olan faaliyetlere yer verilmediği, planlarda öngörülen faaliyetlerin başlatılmadığı ya da süresinde tamamlanmadığı, mali karar ve işlemlerle ilgili süreç akış şemalarının oluşturulmadığı, kurum iç kontrol sistemlerinin yıllık olarak değerlendirilmediği, kurumun amaç ve hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyebilecek kurum içi ve kurum dışı risklere ilişkin analizlerin ve güncellemelerin yapılmadığı ve bu risklere karşı alınacak kurumsal tedbirlerin belirlenmediği” tespitlerine yer verilmektedir.
Sayıştay Başkanlığı, iç kontrol sistemine ilişkin bu eksikliklerin “İç kontrolün amaçlarına ulaşılmasına engel teşkil ettiğini” ifade etmekte ve “Etkin bir iç kontrol sisteminin kurulması, uygulanması ve gözetilmesinde üst yöneticilerin gerekli liderlik ve sahiplenmeyi göstermesi, düzenleme ve gözetim görevi bulunan kamu idarelerinin de iç kontrole ilişkin bütün mekanizmaların tam olarak kurulması ve işletilmesini sağlamasını” önermektedir. https://www.sayistay.gov.tr/tr/?p=2&CategoryId=97 bağlantısından bu Raporlara erişilebilir. Bu tespitlerden hareketle;
Kamu idarelerinin iç kontrol standartlarına uyumunu artıracak düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu söylenebilir.
Diğer taraftan, bazı Standartlara uyum kapsamında kamu idarelerinin tek başına bir aksiyon almaları mümkün değildir. Örneğin Kamu İç Kontrol Standardı 3.6: “Personelin yeterliliği ve performansı bağlı olduğu yöneticisi tarafından en az yılda bir kez değerlendirilmeli ve değerlendirme sonuçları personel ile görüşülmelidir.” Şeklindedir. Ancak 2011 yılında, devlet memurları sicil sistemi kaldırılmış ve yerine de devlet memurlarının yeterliliği ve performansının değerlendirilmesi yönünde genel bir düzenleme getirilmemiştir, dolayısıyla kamu idareleri tarafından bu Standarda uyum kapsamında bir faaliyet yürütülememektedir (BALYEMEZ, 2016). Bu nitelikteki faaliyetler için, tüm kamu idarelerini kapsayacak şekilde genel düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Kamuda farklı idarelerin koordinasyonunda, Hizmet Envanteri Yönetim Sistemi, Ulusal e- Devlet Stratejisi kapsamında iş süreçlerinin elektronik ortama taşınması, kamu kurumları arasında veri alışverişi sağlanmasına yönelik çok çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar, iç kontrolün iş süreçlerine entegre edilmesi anlamında önemli fırsatlar sunmaktadır.
Son olarak 02 Temmuz 2018 tarihinde 5018 sayılı Kanunun İç Kontrol başlıklı 55. Maddesinde yeni bir değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklik ile Maliye Bakanlığının “mali yönetim ve iç kontrol süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemlerin belirlenmesi, geliştirilmesi ve uyumlaştırılmasından” sorumlu olduğu ifadesinde geçen “mali yönetim ve iç kontrol” “mali yönetim ve kontrol[1]” şeklinde değiştirilmiştir. Kamu idarelerinde yürütülen mali kontrolün uyumlaştırılması görevi ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı Bakanlık bünyesindeki Mali Kontrol Genel Müdürlüğü[2] tarafından yürütülecektir. Değişiklik sonrası iç kontrolün, yeniden “mali kontrol” alanı ile sınırlandığı söylenebilir.
Bu doğrultuda; İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetimin, sadece “Kamu Mali Yönetimi Sisteminin” değil, “Kamu Yönetimi Sisteminin” bir fonksiyonu haline gelmesini sağlayacak bir yasal düzenleme ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca “Kamu İç kontrolüne” ilişkin merkezi uyumlaştırma ve izleme görevinin, Bakanlıklar üstü bir otorite tarafından bütüncül bir bakış açısı ile yerine getirilmesi, kamu idarelerinde entegre bir kamu iç kontrol sistemi kurulmasına önemli katkılar sağlayacaktır.
Kaynaklar
BALYEMEZ, A. S. (2016). TÜRKİYE’DE ÖZEL SEKTÖR VE KAMU İDARELERİ İÇ KONTROL SİSTEMLERİNİN MEVZUAT YÜKÜMLÜLÜKLERİ AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI.
KARTAL, F. (2013). TÜRKİYE’DE KAMU VE ÖZEL SEKTÖRDE İÇ DENETİM UYGULAMALARI. Maliye Finans Yazıları, 1(99).
[1] 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 213 üncü maddesi
[2] 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 213 üncü maddesi ve 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Madde 221.1.n
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder